Tüketiliyoruz

Posted January 13, 2018  ‐ 4 min read

Tüketim toplu olma yolunda emin adımlarla

Geçtiğimiz haftalarda eski bir arkadaşım ile sohbet ederken nazarımda çok ağır bir yorumunu işittim. Toplum olarak artık herhangi bir konuda hiç birşey üretmiyoruz. Burada bahsedilen üretimin tarım ürünü ya da bir yazılım olması zorunlu değil.

Uzun zamandır, tek taraflı bir bilgi akışı içerisinde olduğumu ve bunu değiştirmek için bir adımda bulunmadığımı farketmemi sağladı bu sohbet.

Peki neler üretebiliriz, üretmemek neden zararlıdır? Tüketmek de bu işin bir parçası değil mi? Sadece tüketiyor olmak çok mu kötü birşey acaba?

Öncelikle tüketim nasıl davranış biçimidir, bunu değerlendirmek gerekiyor. Tüketim genel olarak bireyin pasif davranış geliştirmesine sebep olmaktadır. Belirli bir davranışın belirli bir döngüde tekrarlanmasından sonra teknik olarak bu davranış alışlanlık haline gelmektedir.

Örneklemek gerekirse; sosyal medya kullanımı, televizyon izlemek, youtube/netflix üzerinden video izlemek gibi davranışlar aslında birey olarak genelde etkileşime girmemize gerek kalmadığımız aktivitelerdir.

Acaba yorumda bir hata mı oldu diye tekrar düşündüğümüzde; sosyal mecralar kullanıcı içeriklerinden oluşuyor, youtube’da kullanıcı yorumları dolu diyebilirsiniz. Biraz detaylı baktığımızda içeriklerin çoğunun başka bir kaynaktan (ç)alıntı olması, üretilen yorumların aslında bir katma değerinin olmaması ve artık yazı yazmak yerine sadece emojilerle kendimizi ifade etme çabamız görülüyor.

“Kanalımıza abone olmayı ve beğenmeyi unutmayın.” çünkü bundan başka yapabileceğiniz başka bir etkileşim yoktur. Pardon yorum da yapabilirsiniz ama çok fazla yorum geliyor biz onları okuyamıyoruz kusura bakmayın.

Kendimizi bu içeriğin bir parçası halinde hissettiğimiz yalanı da kullanıcılar tarafında o kadar kabul görmüş durumdadır ve artık alışkanlık haline gelmiştir. Sürekli olarak acaba yeni bir içerik var mı diye gün içerisinde defalarca instagram twitter açıp açıp bakıyoruz. Çok nadiren içerik üretip biz de katkıda bulunuyoruz.

Tüketirken aslında üretim yeteneğimizin tüketildiğini bariz şekilde kabul etmiş oluyoruz. Alışveriş çılğınlıkları, reklam kampanyaları gibi konu derinleştirilebilir. Teknolojiyi yakından takip ediyor olmak elma logolu telefonun son modelini alıp arkadaş ortamında hava atmakla olmuyor, ne yazık ki.

Tamam tüketime karşın üretim yapmak istersek nereden başlamalıyız? Yazının başında bahsettiğim arkadaşımın da verdiği örnekleri de eklersek akla gelen bir kaç örnek şudur;

  • Bir kitabı okuduktan sonra kısa da olsa bir yorumlamak ve bir yerde paylaşmak
  • Sinemada filmi izledikten sonra biraz daha detaylı bir inceleme yazısı yazmak
  • Gezilen görülen şehirlerdeki tecrübeleri paylaşmak
  • Hayat tercübelerini paylaşmak

ve en önemlisi bu davranışı alışkanlık haline getirmek için düzenli olarak yapmak. Aslında anlatmaya çalıştığım şeyin şu an fenomen olarak bildiğiniz bir çok insanın birbirini tekrar ettiği sosyal medyalarda sizlerinde var olmasıdır. Buradan çıkacak sonuç tepkiye tepki videosu çekip bize abone olun diye biten videolar çekmek değildir. Sadece tükettiğiniz bir içeriğin üzerine farklı düşünerek neler ekleyebiliriz düşüncesi ile yaklaşmaktır.

Bir noktadan sonra yaptığınız diğer tüm gözlemleri de paylaşarak aslında kendinize göre bir yorum farkı koymuş olacaksınız. Aslında bu felsefeden yola çıkarak düzenli olarak yazı yazmaya karar verdim.

Herkes kendini en iyi ifade edebileceği şekilde bir yol bulup devam etmeli. Üretim yapma davranışını kaybetmiş bireylerden oluşan bir toplumun da kültürel ve sosyal olarak da üretime katkısı olması beklenemez. Hiç kimsenin ilk etapta ülkeyi yüksek medeniyet seviyesine çıkaracak içerikler üretmesini beklemek doğru değildir ama bir yerden başlamak en azından sadece tüketmek ve tüketilmekten daha iyidir.

Kitapları sadece popüler olduğu için okumayın. Her yaz tatilinde ayaklarını da kareye sığdırarak fotoğraf çekmek zorunda değiliz. Slime ya da makyaj videosu hayatınızdan kaç dakika çalıyor acaba? Yemeğin fotoğraflarını çekip instagram’a atmak kolay ya peki fotoğraf çekim tekniklerini hiç incelediniz mi? İki saati aşkın süre boyunca sadece ajitasyon aktaran ve melankoli içeren dizileri izlemek yerine görüntü ve içerik kalitesi olan daha başarılı yapımları tercih ediniz. Üreten insanları yapıcı cümlelerle eleştirmeye çalışın çünkü en azından sadece tüketmiyor ve üretiyorlar. Etrafınızda dönen dünyada kendinize bir rol yazmadığınız sürece elinize gelen senaryodaki figüranlıktan ileriye gitmek zor olacaktır.

Son zamanlarda belki de sık sık duyduğunuz olmazsa olmaz diye düşündüğünüz kinoa salatası ya da san sebastian cheesecake olmadan da hayat eskisi gibi akıyordu. Farklı bakış açıları kazanmayı öğrenmediğimiz sürece önümüze gelen yemeği yemek dışında bir alternatifimiz yoktur.

Lütfen ama lütfen, tükettiğiniz içeriğin kalitesini tekrar gözden geçirip iyileştirmek adına bir karar alın. Size katma değeri olanları tercih etmeye çalışın ve en önemlisi popüler olması dışında bir argümanı olmayan tüm başlıklardan uzakta durmaya çalışın. Youtube özelinde düşünürsek belki de “YouTube’un dibi hareketi”ni bir incelemenizde fayda vardır.

Tüketilmemek için bazı önemli noktanın altını çizmek istedim. Öncelikle tükettiğiniz içeriğin kalitesini arttırmak ve sonrasında da üretecek bir fikir bulmak. Üretmek için düşünmeye, düşünmek için okumaya ve kendimizi geliştirmeye ihtiyacımız vardır. En önemlisi bu davranışı alışkanlık haline getirmek zorundayız. Başka türlü, tüketilen bir toplumdan üreten bir topluma giden başka bir yol yoktur. Diğer ülkelerde insanlar tiyatro, spor, müzik gibi kültürel aktivitelerden bahsederken biz hala ünlüler gönüllüler adasını tartışmaktan ileri gidemiyor olabiliriz.