Huzurumu çaldılar
Posted July 1, 2015 ‐ 13 min read
Evime giren hırsız, her şeyi özellikle de huzurumu çaldı
10 Eylül 2014
15.45— Ofiste normal bir gün çalışıyoruz, ev sahibinin oğlu aradı. Sizin eve girenler olmuş, sanırım hırsız girmiş bir gelsen iyi olur dedi. Geliyorum diyerek kapattım. Kahrolası İstanbul trafiğinde tabiki de Maslak’tan Mecidiyeköy’e gelmek çok da kolay olmadı.
16.02— Emin olmadan polisi aramak istemedim ama yolda giderken tekrar gelen telefonla, artık emin olunca 155’i arayarak durumu izah ettim.
16.13— Hala trafikteyken, 0 5XX 3XX 7XX9 numaralı birisi aradı, polis olduğunu şöyleyen kişi, hırsızlıktan emin olup olmadığımı, evde çalınan eşya olup olmadığını, evime ulaşmak üzere yolda olduklarını söyledi.
16.35— Evin önüne geldiğimde, kapı kilidinin göbek denen kısmının (anahtarın takıldığı kısmı) kırık olduğunu farkettim. Çok az da olsa kilit civarında da hasarlar var.
Anlatılanlara göre yaklaşık 3 ay önce 2 üst komşunun evine de gündüz vakti girmişler ve evde 10 yaşlarındaki küçük çocuk varmış. Annesinin bana anlattığına göre çocuk yine evde tek başınayken annesini arayıp dışarıdan yemek için bir şeyler almak için izin istemiş. Saat 15.00 gibi çocuk aşağı inip alış veriş yapmış. İnerken ya da tekrar eve çıkarken, hırsızlarla karşılaşıyor. Uzun boylu, esmer, kıvırcık saçlı, zayıf, mavi ve beyaz kıyafetleri olan birisini evimin önündeki merdivende görmüş. İçeriye de Aydın ya da Ayhan diye seslenerek “Gel artık” demiş. Çocuğa göre kendi evlerine giren şahıs ile aynı kişi. Çocuk eve tekrar döndüğünde saat 15.30 civarı korkarak annesini aramış. Komşular aracılığı ile olayın bana aktarılması 15.45‘i buluyor.
Beklerken kapıyı açmak için tornavida gibi bir takım aletlerle denemeler oldu. 2 tane polis geldi bu sırada. Kapıyı açamadık çilingir çağırdık. Beklerken ev arkadaşım da gelmesiyle 7–8 birikmişti.
Hırsız evi boşaltırken hiç kimsenin ortalıkta olmadığı duymadığı apartmanda bu ne kalabalık ve inanılmaz bir gereksiz gürültü diye giderek sinirlendim.
Elimdeki anahtarın parçası ile kapının kilidini bir şekilde çevirerek, kapıyı açtım. Tabi ki de içeriye işi olan olmayan herkes girdi. Hızlıca odalara bakındım, ortalık ciddi oranda dağıtılmış ilk etapta dikkat çeken ve çalınma ihtimali olan eşyalarıma baktım. Polis çalınan bir eşyanız var mı dedi.
Gelen ekipteki polis herhangi bir işlem yapmadan karakola gitmemiz gerektiğini söyledi. Ev arkadaşımı alarak karakola gittiler, ki o gelmeden önce ev soyulmuş mu emin misiniz diyerek teyit alıp trafikteyiz dedikleri karakol yürüyerek 4 dakika uzaklıktaymış.
16.50— Ev arkadaşım çalışan eşyaların neler olduğunu sordu, karakoldan telefon ederek. Yanındaki polisle konuşup bunların şimdi değil sonra halledileceğini, şimdi sadece “Olay Yeri İnceleme” ekiplerini çağırabilmek için evrak doldurulması gerektiğini söylemiş. Gelen polislerin evde bekleme süresi kapıda bekleme süresinden az, Başka bir polisi daha beklemek için karakola kadar gidip evrak doldurup geri gelmek gerekiyormuş.
17.04— Çilingir geldi, adam o kadar baskı yaptı ki kilidi hemen değiştirip gitmek için. Sırf inansın diye ev arkadaşımı aradım kilidi değiştirme konusunda polis ne diyor gibisinden sordum. “Olay Yeri İnceleme” ekibinin yolda olduğunu birazdan geleceklerini dokunmamalarını söyledi diyerek adamı biraz oyaladım.
17.22— Adamı tutmanın manası yok hemen geliyorum diyen polisleirn kaçta geleceği belli olmaz diyerek sonra haber veririz dedim ve adamı gönderdim.
17.30— Zile basıp içeri gelen iki kişi “Olay Yeri” ekibi olduğunu söyledi, bizden kimsenin de aklına kimlik sormak gelmedi. Ne resmi bir kıyafet ne bir iş ciddiyeti yoktu üstlerinde.
18.01— Tekrar çilingiri aradım. Tam da çilingirin söylediği gibi kapıya bakmadılar bile. Adam geldi her zaman böyle oluyor abi dedi kilidi değiştirdi. Bu gece idare edecek kadar dandik bir kilit tak umrumda değil dedim ama 100TL’cik borcumuz oldu.
İçeride odaları dolaşırken ekipten şu lafı duyduğumda çok sinirlendim. “Monitörler güzelmiş, onları neden götürmemişler.” Kafamdaki tek soru, komisyon mu alıyorsun diye ama sorup ortamı germek istemedim. Adam odaları dolaşırken, salondaki basküllere çıkıp ağırlığını kontrol edecek kadar kendini de rahat hissediyor ayrıca.
Sonradan edindiğim olay yeri inceleme raporu formundaki bilgiler de tam manasıyla komedi, söylenene göre
- 17.00’da bildirilmiş, tahmini olarak ev arkadaşım karakoldayken arayıp bildirmişler
- 17.10 olay yerine intihal yazıyor, benim telefondaki arama kaydıma göre 17.22’de ben çilingiri gecikecekler sanırım diyerek gönderdiğimi biliyorum.
- 11.15 incelemeye başlama yazıyor. Tamamen özensiz iş yapan devlet memuru önceki raporu düzenlerken ciddiye almadan yazmış geçmiş. Tutarsız bir saat kısaca
- 18.15 inceleme bitiş saati yazıyor ama 18.01’de iş bitti sanırım çilingiri arayabilir miyim dediğim için bu saatin de kafasına göre yazıldığı ortada
Polis raporuna göre evime 10 dakika içinde gelip 7(!) saat inceleme yapılmış. Sanırım 1 saat demek istedi orada ama olmadı. Benim takibime göre, sadece yarım saat kaldılar evin içinde.
Buraya kadar işlenmesi gereken prosedürün ne olduğunu ve olacağını kimse net olarak bize bildirmiyordu. Ne zaman ifademiz alınacak, idari süreç nasıl ilerliyor kimse bir yönlendirme yapmıyordu. Ama bu raporda “Mağdur / Şikayetçinin Daveti” yapıldı diye işaretlenmiş.
Tabiki de hiç bir parmak izi bulunamadı, benim bile parmak izim yokmuş hiç birinde…
Evden çıkarken bu polislerin verdiği tek yönlendirme şu şekildeydi. İnternet sağlayıcınız ile görüşüp, bu hizmeti kullanan tüm MAC adreslerini tespit edilip, buna yönelik bu cihazların başka bir internet ağına bağlandığı tespit edilirse buna göre takip ediliyor dedi.
Böyle bir işlem olsa dahi, en fazla modeme ait MAC adresi bulabilir dedim. Ayrıca müşteri hizmetlerini arayıp böyle bir işlem talep etsem dahi sanmıyorum dedim ve çıktılar.
18.17— Sırf denememiş olmamak için internet hizmeti aldığım Turksat Kablo Hizmetleri’ne ait müşteri hizmetleri numarasını aradım, tabiki de beklenen durum 6 dakika 29 saniyelik görüşme sonucunda modemin MAC adresini verebiliriz. Bahsedilen şekilde bir MAC adresi takip etmek gerekiyorsa bunun yasal kanallardan, yazı gelmesi gerekiyor bu şekilde olmaz dedi. Sadece güldüm beklenen bir durumdur.
Polisin internet sağlayıcısına, onların da polise attığı saçma bir durumdur.
19.10— Bundan sonra neler yapılacağını öğrenmek için önte 155’i arayarak ilgili karakolun numarasını talep ettim. Karakolu arayıp sürecin takibini nasıl yapmamız gerekiyor diye sordum.
İfade vermeniz gerekiyor ama şu an burası biraz kalabalık 4 5 olay daha var bence yarın gelin dedi.
Arayıp sormasak kimse bizi yönlendirmiyor o olaysa bu da olay diyerek çıktım dışarı, karakola gitmeden önce dışarda karnmı doyurdum.
Dışarıya da çıkmışken etraftaki esnafa da olayı anlatarak kamera kaydı olup olmadığnı sordum. Tabiki de polis hiç birine sormamış hepsi yardımcı olmak için elinden geleni yaptı.
Olayı anlatıp ifade vermek istediğimi söyledim. Girişte “Danışma” yazan yerdeki adının sonradan “Mustafa” olduğunu ögrendiğim sicil numarasının 27 ile başladığını hatırladığım polis memuru ile uzun uzadıysa yer yer ses yükselterek(!) konuştuk.
Neden kimse yönlendirmiyor sorusuna, yeni polis arkadaşların bir hatası olmuş. Bazen unutuyorlar ama ben onların yerine özür dilemem, olay yericiler de mi söylemedi bir şey diyerek aslında suçu başkasına atmak istedi. Özetle bunu geçiştirdi.
Neden ifadem alınmıyor konusunda ise, bak bu adam da akşam 7’den beri bekliyorlar. Onlar sorgulamuyor sen neden sorguluyorsun diyerek yine alakasız bir cevap verdi. Bu adam da buraya gelmeden 2 karakol daha gezmiş. Adamın işi bitmemiş o senin kadar sinirli değil dedi. Belki de sorgulamadığı için işi bu kadar uzun sürüyor peşine düşmesi lazım dedim. Buna cevap veremedi tabiki de.
POLNET sisteminin arızalı olduğunu hiç bir işlem yapılamadığını söyledi. Bu durumun çok sık olduğunu hatta bazen havaalanlarında insanların mağdur olduğunu, uçakların kalkmadığını falan anlatıyor. Bu anlatılanların hiç biri olan durumun açıklaması değil tabiki de.
Biz de adliyeye gittiğimizde UYAP arızalı diyorlar saatlerce bekliyoruz, biz sana bekleme eve git yarın gel diyoruz gibisinde de yönlendirmeler devam ediyor.
Konuşma sırasında gelen telefonlara da bakıyor ara ara, Dereboyu caddesi için bir şikayet geldiğini işittim. Saate göre gürültü konusunda bir şikayet değildir diye düşündüm içimden. Yaklaşık 10 dakika sonra dışarıda muhabbet eden polislerden birisine seslenerek, durumu izah ettiğinde öğrendim ki silah sesi gelmiş, 45 dakika önce 155’i aramış vatandaş ama kimse ilgilenmemiş. Ben de gözümle görüyorum ki, bizim mahalleden de sorumlu olan Kuştepe Polis Merkez Amirliği işi çok ciddiye almıyordu. Kapıda seslendiği polis elindeki tesbihi sallayarak geldi ve “abi elimde bir hırsızlık var bitsin giderim” dedi. O da işle ilgilenmek istemedi ve haliyle konu kapandı.
Israrla neden hiç bir kamera görüntüsünün esnaftan ya da MOBESE’den talep edilmediğini sorduğumda asrın beklenen cevabını verdi. Biliyorsunuz bir çoğu çaılışmıyor, sen orada onun kodunu ver biz ona bir yazı yazalım duruma göre baksınlar dedi. 91 ile başlayan bir kodu var onu bize bildir dedi.
Çalınan eşyalar arasında pasaportun da olduğunu neler yapılması gerektiğini sorduğumda yarın buradan sana bir evrak vereceğiz, sen de onu alıp pasaport şubeden halledeceksin dediler. O zaman alın raporu diye ısrar etsem de yapamayız, hem saati belli başına bir bela gelmez sorun yapma dediler.
Biraz daha tartıştıktan sonra, neyse yarın gelirim diyerek çıktım.
21.43 —Evin önündeki en işlek caddeye ama sadece kırmızı ışıkları takip etmesi için koyulmuş olan MOBESE kamerası bizim sokağı görüyor mu bilmiyorum ama bahsedilen kodu öğrenmek için inceledikten sonra üstünde 91 ile başlayan bir kod olmadığını gördüm ve karakolu tekrar aradım.
Belki de aynı polisle tekrar konuşup kodun “ŞİŞLİ 022” olduğunu, başka bir kod olmadığını emin misiniz 91 ile başladığını yoksa ben mi hata yapıyorum dedim. Bunu ben buraya yazarsam kaybolur sen yarın gelince ifadene incelenmesini istediğini eklet diyerek kapattı konuyu. Yani mahallede hırsızlık olunca MOBESE kaydını vatandaşın ifadeye ekletmesi gerekiyormuş.
22.32 —Kapım çaldı. Karşımdaki komşu heyecanlı bir şekilde, sizin eve hırsız mı girdi dedi. Kendi derdimizden hiç dikkat etmedik ama aynı şekilde o evin de kapısını kırmışlar. Hemen çilingiri çağırdık çünkü yine kapı açılmıyordu.
23.12— Polisi gereksiz yere meşgul etmemek adına eve hırsız girip girmediğinden emin olmak istedik çilingiri bekliyorduk. Yeterince bekledik ama gelen giden olmadığı için ben 155’i aradım. İnsanların polisi arama amacı nedir bilemem ama nasıl meşgul çaldığını çok merak ettim. Hemen arkasından şikayet için gittiğim karakolu arayıp olaydan bahsettim.
Bana mağdur olan kişinin direk karakola gelip, olay yeri için istek formu doldurması gerektiğini söyledi. Evde tek kalan birisi için ve ayrıca sadece gidip bir form doldurup olay yerini çağırmak için neden gidip evrak doldurmak gerekiyor anlamış değiliz.
İkinci arama sonrasında, olay yeri inceleme ekibini yönlendirdiklerini söylediler. Yani bizi sabah boşuna götürmüşler karakola kadar evime gelen polisler bunu aslında halledebilirlermiş.
23.36—Süreci takip etmek için işleri hızlandırmak için tekrar aradım. Tam da bu sırada olay yeri inceleme ekibi geldi. Ekibin gelme süresi 24 dakika.
Olay yeri incelemeye devam ettiği sıra, umarım buradan parmak izi çıkar çünkü %99 bizim eve girenle aynı kişiler dedim. Polis düzeltti, direk aynı kişiler ihtimal yoktur. Aynı gün iki hırsız gelmez dedi. O evden 3 parmak izi alındı. Sonuçların ne olacağı tabiki sonra ortayaca çıkacaktır.
11 Eylül 2014
10.00— Oturdum ikinci el satış yapan sitelerden, evimden çalınan cihazlar olabilir mi acaba diye bakındım. Belki de profesyonel birisi değildir diye düşündüm,
11.00— Karşı komşu kapıyı çaldı, esnaftaki kameralara bakmak için beraber gidelim dedi.
Hazırlanıp aşağı indiğimde komşum, koşe başındaki teknik servise kamera için gittiğini söyledi. Kamera yokmuş ama farklı haber var, dün hemen üst kata da hırsız girmiş dedi.
Tam o sırada, bizim sokakta yine polisleri gördük. Meraklı komşu edasıyla sorduğumuzda yine bir evden hırsızlık dediler. Belki de aynı adam girdi o eve de ama yeni farkediliyor. Aynı sokakta 2’si bizim apartmanda olmak üzere 4 eve, 2 dükkâna, 6 Nokta Görme Engelliler Derneği’ne girip işlerine yarayabilecek ne varsa toplayıp çıkmışlar.
Bir kaç esnafı ziyaret ederek elde edilebilecek kamera görüntülerini topladık ve karakola gittim.
12.45 —Dünkü gittiğim karakola tekrar gittim. Durumu anlattım, ifade için geldik dedim. Biraz bekleyin ekipler başka bir hırsızlık için gittiler dedi. İfade almakla/yazmakla görevli olan polis hırsızlık için mi gitmiş acaba diye düşündüm.
13.00— Biraz bekledikten sonra olayın saçma olduğunu neyi beklediğimizi öğrenmek için tekrar gidip ne kadar beklememiz gerekiyor acaba diye tekrar sordum. Bu sırada polislerin bir çoğunda resmi kıyafetin zorunluluğu olan sicil numaralarının olmadığını farkettim. Şu an içeride ifade alınıyor bitsin sizi alırız dediler.
İlerleyen süreçte dışarıda bekledikçe bizi unuturlar diye düşünüp karakolun bahçesinden içeriye girdim. Bu sırada başka sebeplerden gelen diğer vatandaşlara da farklı izahlarla orada bekletildiğini gördüm.
İçeriden gelen bir polis sizin olay “zenci” olayı mı dedi. İçeriden duyduğum kadarıyla, bir vatandaşın kiracasıyla ilgili sıkıntı olmuş arap asıllı olan kiracılara polisin “zenci” demesi garip geldi.
Söylemek istediği şeyi anlayıp peşinden gittim, çünkü bahsi geçen olay ile ilgili insanlar bizden sonra gelmişti. Benim ifadem alınmadan onların içeri alındığını gördüm. Artık dayanamayıp, sert bir şekilde dalga mı geçiyorsunuz, ben geleli 1 saat oldu daha neyi bekliorum dedim.
Sırayla ifade alınıyor, beklemeniz gerekiyor dedi. Sıraysa ben geldiğimde kimse yoktu ne sırası dedim. İçeridekiler benden sonra geldi dedim. İçeri gitti geldi, onların ifadesi alınmıyor bilgilerine danışılıyor dedi. Çok farklı bir durum gerçekten. Çok sürmez dediler.
13.30— İfade için odaya girdik sonunda, ev arkadaşımın ifadesini alırken bana boş bir kağıt verip buraya çalışan eşyaların seri numaralarını yazar mısın dedi.
İçeride iki polis vardı bir tanesi sivil olarak içeride çalışıyor diğerine göre daha tecrübeli gibi bir tavrı vardı. Sivil olan polis bizimle ilgilenmiyor, başka işleriyle ilgileniyordu. Bizim ifademizi alan memur ara sıra soru sorduğunda cevap veriyordu sadece.
13.44— Öncesinde ben olayı hızlıca bir kere anlattım. Hırsızlardan, eve gelen polisler ve tavırlarından ayrıca bu karakoldaki polislerden de şikayetçi olduğumu söyledim.
Hırsızlık ile ilgili ifadeyi alalım sonra onlara da bakarız dedi.Okuması için ifadeyi çıkarıp ev arkadaşıma verdi. Ben de okudum. harf hataları olan ifadeyi düzeltmesini istedim. Onlar çok önemli değil anlaşılır hatalar dedi. Yukarıda bahsettiğim tutanak saatlerindeki ciddiyet burada da vardı.
14.05— İfade sırası bana gelmişti, Tüm olayları tek tek anlatıp, herkesten şikayetçiyim dedim. İfadeyi alan memur, diğerine dönerek durumu sordu. Bunları ifademe yazın buradan çıkıp savcılığa gideceğim dedim. Tamam orada şikayet edersin biz burada hırsızlık ile ilgili kısmını alalım dedi.
İfade odasının kapısında A4 kağıt ile “IFADE ALINIRKEN GIRILMEZ” yazmasına rağmen, sık sık gelip bir şeyler soran polisler oldu. Bir yerden sonra sivil kıyafetli polis soru soranlara ifade alınıyor görmüyor musun bir de neden hep bana soruyorsunuz diyerek gelen polisi azarladı.
Ama ifadenin sonuna evinin önünde terkedilmiş bir minibüs olduğunu anlatan yaşlı bir amca kapıdan içeri girdi. Bu da demek oluyor ki “Danışma” denen yerde hiç kimse yoktu ki amca kimi gördüyse ona ulaşmak için girdi. Ona da gereksiz savunmalar yaparak çıktı.
Benim ifademin alınması sırasında, sivil kıyafetli polis bir ara takip ettiği konu ile ilgili dosya numarasını hatalı olduğunu farkedip savcıyı aradı. Bu sırada benim ifade alınma işlemim devam ediyordu. Ben derdimi anlatırken, neden kamera görüntülerine bakılmadı, neden kimse yardımcı olmuyor, kimse doğru yönlendirmiyor diyerek serzenişte bulunurken sesimi yükseltmiştim.
Savcı ile görüşen polis beni azarlayarak telefonla konuşuyorum görmüyor musun dedi. Sabahtan beri ifade alınması dışında bir çok işle uğraşıp millete laf yetiştiren ama ara ara bize cevap veren kendi kendine ortamı geren bu memurun ifade sırasında bizi taciz etmesi de cabası.
İfade tutanağında işini aşırı ciddi yapan memurun okumam için verdiği tutanakta, bir sürü harf hatası, düşük cümleler ve önceki ifadeden kalan cümleler vardı. Lisede yazılı okuyan öğretmen edasında kalemle hatalı yerleri çizdim ve düzeltmesi için geri verdim.
İfade içinde çalınan eşyalar dışında hiç bir açıklayıcı yazı yoktu. Olayı anlatan, esnaftan duyduklarım, karakolla yaşanan sıkıntılar, polislerin yanlış yönlendirmesi gibi konulara girmemiş. Söylesem de ciddiye almadı.
Pasaport konusuna gelince tekrar hatırlatarak tek bir satır eklediler. Pasaport için yapılacak işlemi tekrar sordum. Yapılacak hiç bir işlem yok bunu al pasaport şubeye git dediler. Yani bu kadar tatava boşuna yapılmış.
Polisin yönlendirmek adına evden hırsızlık olaylarında izlenen prosedür, kontrol edilmesi gereken durumlar gibi bir kaç soru soru sormasını beklerdim. Pasaportu ben söylemesem hiç biri sormayacaktı, evinizden kimlik pasaport gibi bir resmi evrak çalındı mı gibisinden.
Evin sigortası var mı, evde alarm sistemi var mı gibi belki de takip edilmesi gereken başka konular var bilmiyorum. IMEI takibi, MAC adresi takibi falan hiç de ciddi yapılıyormuş gibi değil.
Bana söylenen, sadece bu telefona bir sim kart takılırsa, bir SMS gönderilir. O da sizi bulur. Yani yine arada kalan bir durum, bulması ne demek lokasyon takibi falan yok mu yani bilmiyoruz.
An itibariyle sorguladığımda çalındığına dair bir ibare görünmüyor, ara sıra takip edip durumu değişecek mi diye bakıyor olacağım.
15.30— Evrakları alıp, Şişli Emniyet Müdürlüğü’ndeki pasaport şubeye gittim. İçeri girdiğimde yaklaşık 30 kişi bekliyordu. Kimsenin hayırdır neden geldin diyecek bir hali yok. Bir tane memur var oturuyor kimsenin de işi yapılmıyr gibiydi. Bir bayan, sistem gelmedi mi hala diye sorunca, aynı hikaye burada da var dedim.
Gidip memura durumu anlattım, dilekçe yazmanız yeterli dedi. Aslında iki gündür yaşanan olaylar tamamen gereksizlikti. İki satır dilekçe yazıp, tutanağın da fotokopisini ekledim ki o kadar tutanak bir işe yarasın.
Polis en fazla pasaportun fotoğrafını değiştirip, birisine satarlar ama çipli olduğu için pek manası yok atarlar bir kenara dedi.
Bu arada yeni pasaport istersen, 75TL defter masrafını ödersen bitiş süresi aynı tarih olacak şekilde yeni pasaportunu alabilirsin dediler. Bunun için herhangi bir zaman gelsem olur mu dedim, istediğin zaman gel dediler.
Evimden Çalınanlar
- Asus Nexus 7(2012)
- Asus Nexus 7(2013)
- Acer Iconia Tab 8 A1–840FHD
- Sony Playstation 4
- Playstation Vita
- Samsung Galaxy Nexus
- Samsung Galaxy Gear
- HP Chromebook 11
- FujiFilm S1500
- XBOX kumandaları
- Pasaport
- Huzurum
Olayın devamında da kapı, kilit, sigorta, alarm gibi konularla ilgili tecrübelerimi yazmayı planlıyorum.